“Dezenformasyon” Yasası ve Türkiye’de İnternet Özgürlüğü

Blog camiasını yeni bir tarz getiriyoruz..!

“Dezenformasyon” Yasası ve Türkiye’de İnternet Özgürlüğü

Ali Ege Karadağ

Muhalefetin basını susturma, haber alma özgürlüğünü kısıtlama ve sansür girişimi olarak nitelediği, hükümetin ise dezenformasyonu ve bilgi kirliliğini önlemek için elzem olduğunu iddia ettiği  “Dezenformasyonla Mücadele Yasası” Meclis’ten geçti. Teklifin en tartışmalı maddesi “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu düzenleyen 29. madde. Madde “halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse”nin, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörüyor. Yeni tasarıya göre, Türkiye’den günlük erişim bir milyondan fazla olan Sosyal Ağ Sağlayıcıların temsilcileri artık Türkiye’de ikamet eden Türk vatandaşları olmak durumunda.  İnternet içeriklerini oluşturan ve yayan faillere ulaşmak için gerekli bilgiler soruşturma aşamasında istendiğinde bilgiler verilmezse bant genişliklerinin %90’a kadar daraltılması için süreç başlayacak.

Türkiye, Freedom House’un İnternet Özgürlüğü Endeksinde 70 ülke içinde 34 puanla 53. sırada ve “özgür olmayan” ülkeler statüsünde bulunuyor. Türkiye’nin bu endekste gerisinde olduğu bazı ülkeler şunlar: Ruanda, Kamboçya, Ürdün, Libya, Gambiya, Zambiya. Bu endeksin odaklandığı 8 kriter var. Bunlar: “Sosyal medya veya iletişim platformlarının engellenip engellenmediği”, “Siyasi, sosyal veya dini içeriğin engellenip engellenmediği”, “BİT ağlarının kasıtlı olarak kesintiye uğrayıp uğramadığı”, “Hükümet yanlısı yorumcuların çevrimiçi tartışmaları manipüle edip etmediği”, “Sansürü veya cezayı artıran yeni yasa veya yönergenin geçip geçmediği”, “Yeni yasanın veya gözetimi artıran veya anonimliği kısıtlayan direktifin geçip geçmediği”, “Blogger veya ICT kullanıcısının siyasi veya sosyal içerik nedeniyle tutuklanmış, hapsedilmiş veya uzun süreli gözaltında tutulmuş olup olmadığı”, “Blogger veya ICT kullanıcısının fiziksel olarak saldırıya uğraması veya öldürülmesi (gözaltında olanlar dahil)”, “Hükümet eleştirmenlerine veya insan hakları örgütlerine yönelik organize saldırılar olup olmadığı”. Türkiye bu 8 kriterden sadece Sosyal medya veya iletişim platformlarının engellenmemesi ve BİT ağlarının kasıtlı olarak kesintiye uğramamasını yerine getirebilmekteydi. Ancak bu geçen yasa ile soruşturma aşamasında istendiğinde bilgileri vermeyen sosyal medya şirketlerinin bant genişliklerinin %90’a kadar daraltılabilmesi ile Türkiye bir kriterde daha sınıfta kalabilir ve bu da Türkiye’yi “İnternet Özgürlükleri” bağlamında daha da alt sıralara sürükleyebilir. 

Ülkeler, internette dezenformasyonla mücadelede farklı noktalara odaklanıyor. Kimi ülkeler nefret söylemini ana mücadele odağı haline getirmişken kimileri medya okuryazarlığını arttırmaya kimileri medyayı direkt regüle etmeye odaklanmış durumda. Türkiye’nin görünen odağı ise dezenformasyonu engellemek. Avrupa ülkelerinde ana odak nefret söylemini engellemek ve medya okuryazarlığını arttırmak iken Asya ve Kuzey Afrika ülkelerindeki ana odağın dezenformasyonu engellemek ya da interneti regüle etmek olduğu göze çarpıyor. Öte yandan, “dezenformasyon”un tanımını ve hangi içeriklerin dezenformasyon kapsamına gireceğini siyasi iktidarlarlar belirleyecek gibi görünüyor. 

Kaynaklar:

Freedom House, İnternet Özgürlükleri Endeksi 2021

https://freedomhouse.org/sites/default/files/2021-09/FOTN_2021_Complete_Booklet_09162021_FINAL_UPDATED.pdf 

Poynter, Ülkelerin Misinformasyona Karşı Aldığı Aksiyonlar

https://www.poynter.org/ifcn/anti-misinformation-actions/ 

Doğruluk Payı, Dezenformasyon Yasasının Öngördükleri

https://www.dogrulukpayi.com/bulten/dezenformasyon-yasasi-nin-ongordukleri 

Statista, Seçili Ülkelerde İnternet Özgürlüğü

https://www.statista.com/statistics/272533/degree-of-internet-freedom-in-selected-countries/ 

0 Yorumlar